Datça'da yaşam
Selaamm 👋
Tanrı sevdiği kullarını Datça yarımadası'na gönderir demiş Strabon.
Bugün konumuz Nisan ayında radikal bir kararla muğla'nın şirin ilçesi Datça'ya taşınmam.
Datça ilk geldiğim zamanlar 'keşke iyi araştırıp gelseydim çok sıkıldım, e o kadar da masraf yaptık düzenim değişti tekrar dönüp İstanbul'da nasıl düzen kurarım diye beni çokça düşündürüp üzdü. Ama sonra işler değişti, şimdi İstanbul keşmekeşine geri dönmek mi? Aslaaaa.
Artıları ve eksileri ile 8 aylık deneyimimi Datça'ya yerleşmek isteyen herkese amme hizmeti sunuyorum efendim. Kemerleri bağlayınız.
Olumlu yönleri ile başlayayım.
- Nefes alırsınız.
Datça doktorların solunum yolu hastalıkları için ilk önerdiği yer. Bu yarımada'da aldığınız her nefeste sanki bu dünyada değilmişsiniz gibi tertemiz bir havayı ciğerlerinize çekersiniz.
- Tertemiz koylarda yüzersiniz.
Kumluk, taşlık, Mesudiye, hayıtbükü, domuzbükü, kızılbük, palamutbükü, kargı, aktur, karaincir, ovabükü, gerence, Knidos.. Onlarca güzel, temiz ve renk cümbüşü sunan koy sizi bekliyor.
-Herşey dalından, doğal.
Eve gelirken limon topla, rakının yanına badem, kahvaltıya zeytin dersen sokaklarda her daldan toplayıp en doğalını sofrana koyabilirsin. Zira her köşe tabiatın sana ikramı. Sütü yumurtayı doğal alır, yoğurdu, loru, kendin yaparsın.
- Çalışırsın ama çalışmazsın.
Az nüfusu sebebiyle sezonda işler bir tık daha yoğun olsada Datça'da genel olarak çok yorulmazsın, helede büyükşehirden geldiysen sıkıldım bile diyebilirsin.
- Hobi edinir, sakinliği tadarsın.
Eğlence mekanlarının kısıtlı olması, pek çok yerin sit alanı olması, ve genç nüfusun az olması sebebiyle kesinlikle bir hobi edinirsin. Mesela ben şuan yoga yapıyorum, iyi ki tanışmışız diyorum.
- Knidos'ta gün batımını izlersin.
Knidos antik kenti ege ve akdeniz'in birleştiği, eski bir liman kenti. Şarabınızı alıp gün batımı izlemek için en ideal yer.
- Komşu komşu nasılsın :)
Symi, rodos, kos, Marmaris, Bodrum hepsine komşusun. İzole bir yarımada, muğla'nın en ucundayız ama istersek hepsi 1-2 saat mesafemizde. Burgaz'dan symi adasının ışıklarına karşı kulaklığı takıp yürüyüşe çıkabilirsiniz. Yada 2 saatlik bir feribot yolculuğu ile gümbet'te clube çıkıp aşk Bodrum'da yaşanıyor diyebilirsiniz 💋
- Dil öğrenirsin.
Bunu yolun başında biri olarak söylüyorum ki, ada sizi dil öğrenmeye itiyor, sezonda o güler yüzlü cici turistlerle konuşamamak bir süre sonra almanca, rusçayı en azından A1 öğreneyim dedirtiyor. Yunanca zaten Allah'ın emri. Kâlispera!
- Gerçek dostlarınız olur.
Küçük yer olduğu için kimse kimseyle kolay kolay kötü olmuyor, insanlar genel olarak sıcakkanlı ama yüzyüze bakma durumundan mütevellit ilişkiler biraz daha stabil. :)
- Ege yemekleri ile daha sağlıklı olursun.
Garavilleler çıkana kadar kalsaydın bari!
(salyangoz olur kendileri, bölgede çok sevilerek yenir.)
Kabak çiçeği dolması, badem köftesi, badem pilavı, tilki otu kavurması, otlu börek, mücver, mürdümük çorbası, könger, Bademli incir tatlısı.. Deniz ürünleri (denizden babam çıksa yerim şeklinde.) Herşeye konulan yegane yağ ise zeytinyağıdır. Badem yağı sürüp denizde yanadabilirsiniz, tercih sizin.
- Günün her saati güvenle dışarı çıkabilirsiniz.
Datça haber geçmişine baktığımızda özellikle kadına karşı şiddet, taciz tecavüz vs yok. Utanarak söylüyorum ki güzel ülkemizde bir kadın, çocuk her saat dışarı çıkıp güvenle yürüyemiyor. Aynı şey Datça için geçerli değil. Sokaklarda ki o miss kokulu çiçeklerin kokusu, temiz havayı soluyarak her saat huzur ile yürüyebilirsiniz.
- Günaydın, y'akşamlaaaarr
İlk geldiğimde, tanımadığım insanlar günaydın, merhaba, kolay gelsin, iyi akşamlar dediğinde acaba beni tanıyor mu diye düşünmedim değil, sonradan anladım ki biz büyükşehirden gelenler bu medeniyete alışkın değiliz. Aslında ne kadar güzel birşey tanımadığın birinin sana gözüyle yada ağzıyla selam vermesi. İnsan kendini güvende ve huzurlu hissediyor.
- 1950'li yıllarda alkol yüzünden halkın hasta olması.
Heh bu ayrıntı olumlu yada olumsuz iki listede de olabilir. Çünkü burada sabah akşam, ikindi kuşluk fark etmeksizin içilir. Umarım alkol ile aranız iyidir ben bu ay tedaviye başladım dhjsjdfkflfl
- Yardımlaşma vardır, bildiniz mi ne demek?
Beni de giderken eve atıver, esnafın esnafa çayın var mı demesi, dükkanların önündeki ikram kasaları, yol mu sordun, bulana kadar rahat yok illa o yol bulunur, evde süt mü kalmamış hop komşuya bir bardak sütün var mı? Komşuculuk, insancıl tavırlar. Sebebi ise Datça'nın yerli halkının zaten çok verici ve misafirperver yurdum insanı olması, dışardan gelenlerin ise metropol bencillikleri ve insaniyetsizliklerinden sıkılıp resmen buraya kaçmış olmaları. Onlarda zaten güleryüz ve ahlak adap arayan, kaçmış insanlar. O yüzden gül gibi geçinip gidiyoruz.
- Festivaller, lokmalar, ikramlar.
Dediğim gibi Datça halkı ikramı, yardımlaşmayı yedirmeyi içirmeyi sever, metropolde para verip aldığın çoğu şeyi sana sokakta ücretsiz hayır için sunan kişiler görünce şaşıracaksınız. Badem festivalini iple çekiyorum. Geldiğim tarihte yeni bitmişti, onu daha görücem 😇
Dipnot ; Muğla genelini gezmiş görmüş biri olarak, olumlu yanları çoğu yanında aynıdır, gözlemlediğim kadarıyla bodrum, ve marmaris'te nüfus ve dışarıdan gelenler ile bir tık bozulma var ama olsundu.
Yorumlar
Yorum Gönder